Ekleme Tarihi: 23.02.2015

 

YENİLİKLERE HAZIRLIK

Ayşe Arslanoğlu

 

ANNE- BABA BENİ HAZIRLA!

 

Düzen ve istikrar çocuklar için oldukça önemlidir. Böylelikle kendilerini daha güvende ve rahat hissederler. Ebeveyn olarak buna dikkat etmeniz gerekmektedir. Çoğu zaman “çocuk o anlamaz, bilmez, aklı ermez” gibi söylemlerle çok fazla karşılaşırız. Ancak bu düşünce tarzı ve buna yönelik tutumlar, çocukların olumsuz etkilenebilecekleri durumlar yaşamalarına sebep olmaktadır. Çünkü çocuklar ne kadar küçük olurlarsa olsunlar her değişikliği ve farklılığı hissedebilirler.

 

Çocukların yaşamları, anne-babaların tepkilerini ve davranışlarını inceleyerek ve kendi tepkilerini buna göre şekillendirerek geçer. Bu nedenle ebeveynlerin tutumları onların tepkilerini etkiler. Çocuklar her şeyi hisseder ve farkederler, bunu hiç unutmamak gerekir. “Ama biz ona söylemedik ki, hiç ona belli etmedik ki ya da anlamadı ki” diye düşünür anne-babalar ancak çocuklar her şeyi anlar ve bilir. Sadece yetişkinler gibi ifade edemeyebilirler ama tepkileriyle durumun farkında olduklarını ve rahatsızlıklarını dile getirirler.Tepkileriyle verdikleri bu mesajları doğru okumak ebeveynlerin görevidir.

 

Dürüstlük, ebeveyn-çocuk arasındaki güven sistemi için zorunludur. “Biz ebeveyn olarak biliyorsak o da içsel olarak biliyor” demektir. Yaşına uygun bir dille çocuğa, hayatında oluşacakdeğişimlerinönceden açıklanması gerekir. Bu yeni duruma alışması için zaman ve mümkün olduğunca rahat uyum sağlaması için gereken destek verilmelidir. Çocuğunuzun yaşayacağı değişiklikler nedeniyle sıkıntı yaşamasından korkmak doğaldır. Ancak onları korumanın yolu ona belli etmemeye çalışmak değilona dürüst ve açık olmaktır. Kendini hazırlayabilmesi ve yaşadığı olaylar karşısında yaşadığı duyguları ifade etmesi için alan tanımaktır.

 

Günlük yaşam içerisinde planlı ya da plansız birçok değişiklikler olabilir. Her değişiklik çocuklar için zordur. Özellikle de bu değişiklikler onların düzenini değiştirecek büyüklükteyse. Ancak çocuğunuzun değişikliklere daha kolay uyum sağlaması sizin elinizdedir.

 

Günlük rutinlerinin dışında olan her şey çocuklar için değişiklik demektir. Aslında çocuklar ebeveynlerinin tahmin ettiğinden daha güçlüdürler. Kendi iç sistemleri, zorluklarla baş etmelerine ve güçlüklerin üstesinden gelebilmelerine yardım eder. Ancak kimi değişiklikler vardır ki, bunun için ebeveynlerinin ve çevresindeki yetişkinlerin destek olmasına ve hazırlanmalarına ihtiyaç duyarlar.

 

En çok karşılaştığımız değişiklikler:

• Annenin bebeğinden ayrılıp işe başlaması

• Bakıcının başlaması

• Bakıcının değişmesi

• Okula başlaması

• Okulunun değişmesi

• Taşınmak

• Anne-baba seyahati

 

Annenin İşe Başlaması:

Annenin çocuğundan ayrılarak iş hayatına geri dönme süreci hem anne için hem de çocuk için oldukça zor bir süreçtir. Çocuğun anneden gerçek anlamda ilk ayrılık zamanıdır. Anne artık uzun saatler evde olmayacaktır ve eskisi kadar birlikte vakit geçiremeyeceklerdir. Bu nedenle de bu büyük değişikliğe hazırlamak oldukça önemlidir.

 

Annenin işe başlama zamanı geldiğinde, çocuğuna hiç haber vermeden gitmesi, giderken vedalaşmaması ve kaçarak evden çıkması, çocuğu ile yeni durumu konuşmaması yapılacak en büyük hatalardır. Bu anne-çocuk arasındaki güvenli kurulması gereken bağı zedeler ve çocuğun kaygılanmasına ve huzursuzlanmasına sebep olur. Annenin hem kendisi hem de çocuğu için işleri kolaylaştıracağını düşünerek ya da çocuğunun anlamayacağını varsayarak buşekilde davranması aslında işleri daha karmaşık ve zor hale dönüştürür.

 

Yapılması gereken, annenin çocuğuyla uzun süreler ayrılma zamanı gelmeden en az bir iki ay önceden çocuğunu bu sürece alıştırma çalışmalarına başlamasıdır. Bu uzun ayrılık zamanı gelmeden önce bir iki saatlik ayrılık zamanlarıyla işe başlamak en doğrusudur. Giderken de annenin çocuğuna haber vermesi, “gideceğim ve işlerimi halledip döneceğim” demesi, vedalaşması ve sonrasında da bir iki saat sonra işlerini halledip dönmesi gerekmektedir. Gerçekten de söylediği saatte dönmesi ve “gittiğini ve işini bitirip döndüğünü” ifade etmesi önemlidir.Bu alıştırma belirli aralıklarla yapılmalıdır. Ayrılık saatleri kademeli uzatılmalıdır. Uzun saatler ayrılma zamanı gelene kadar çocuğun anneden ayrılmaya alışması sağlanmaya çalışılmalıdır.

 

Anne-babanın eve döndükten sonra geçirdikleri süreç de en az ayrılığa alıştırma süreci kadar önemlidir. Ebeveynin eve döndükten sonraki zamanın ilk yarım ya da bir saatini çocuğuyla birebir geçirmesi gerekmektedir. İlk kavuşma anı oldukça önemlidir. Çünkü çocuklar anne-babalarından ayrı kalmaya gösterdikleri sabırdan ve özlemden sonra birlikte vakit geçirerek ödülünü almaya ihtiyaç duyarlar. Ayrılığın ardından birlikte geçirilen zaman çocuğun ayrılıklara daha kolay tölere etmesine yardımcı olur.

 

İşe başlama günü geldiğinde ise ebeveyn çocuğunu kucağına alarak konuşmalıdır. Bir gün önce çocuğunu yatırmadan önce, annenin “işe başlama zamanının geldiğini, her gün sabah çıkıp akşam döneceğini ve geldiğinde onunla vakit geçireceklerini” çocuğuna anlatması önemlidir. İşe giderken eğer çocuğu uyanıksa çocuğuna bu durumu tekrar ifade etmesi önemlidir. Ve vedalaşarak akşam görüşmek üzere evden ayrılma zamanı gelmiştir.

 

Akşam geldiğinde de “işe gittim ve işim bittiğinde geldim” demesi ve ilk saati onunla geçirmesi önemlidir. Bu konuşmaları ve rutini her iş günü tekrarlamalıdır. Çünkü çocuklar rutinleri sever ve tekrarla öğrenmek onlar için daha kolaydır. Burada en çok dikkat edilmesi gereken konu, annenin gizlice ve yalan söyleyerek gitmemesi ve gerçeği söyleyerek ayrılmasıdır. Çünkü çocuklar ebeveynlerinin onlara doğru mu yoksa yalan mı söylediklerini içsel olarak bilirler. Akşam da anne döndüğünde annenin doğruyu söylediği onaylanmış olur çocuk için.Böylelikle güvenli bağın hasar görmemesi sağlanmış olur.

 

Ayrıca bir başka dikkat edilmesi gereken konu o ilk buluşma anında annenin sadece çocuğuna odaklanması ve ona zaman ayırmasıdır. Bu kaliteli bir zaman olmalıdır. Yani annenin bedenen olduğu kadar zihnen, kalben ve ruhen onunla olmasıdır. Çünkü çocuklar bunu da hissedebilecek “sensörlere” sahiptirler. Anne-babasının onunla sadece görev gibi mi vakit geçiriyor yoksa gerçek anlamda keyif alıp ilgileniyor mu bilir ve hisseder.

Annenin işe başlaması ve ayrılık sürecini kolaylaştıran başka bir faktör de çocuğun evde kiminle kalacağı ve bu kişinin yanında kendini güvende hissedip hissetmediğidir. Bu aileden tanıdığı biri olabilir ki bu işleri biraz daha kolaylaştırabilir. Çünkü bu çocuğun genellikle doğduğu günden beri tanıdığı ve bildiği bir kişidir. Ancak bazen de bakıcı abla ya da teyzelerin devreye girmesi gerekir. Böyle zamanlarda da çocuğunuzuno kişiyle güvenli ve rahat bir ilişki kurabilmesi için gereken hazırlıkları yapmanız ve ihtiyaç duyduğu süreyi vermeniz önemlidir.

 

Bakıcının Başlaması:

Çocuğunuzun hayatına hiç tanımadığı yeni bir kişinin girmesi her zaman kolay olmayabilir. Bu nedenle onun hayatına siz yokken onunla ilgilenecek birini ararken sadece evde bir yetişkin olsun ve çocuğa baksın mantığıyla olaya yaklaşmamak önemlidir. Çünkü o kişiye en değerli varlığınızı emanet edeceksiniz. Bu nedenle o kişinin belirli özelliklere sahip olması ya daöğrenmeye açık olması önemlidir. Çünkü o kişi sadece çocuğunuzun temel ihtiyaçlarını yerine getirmeyecek, aynı zamanda onunla bağ kuracak, onunla duygusal ve sosyal anlamda da ilişkide olacaktır.

 

Önce çocuğunuzu emanet edeceğiniz kişinin, anne-baba olarak sizin içinize sinmesi gerekmektedir. Siz ailenize katılacak bu kişiyle ilgili olumlu duygulara sahip olduktan sonra çocuğunuzla tanıştırmanız ve onun hayatına sokmanız gerekmektedir. “Bir baklalım anlaşacaklar mı” diye düşünerek her görüştüğünüz kişiyle çocuğunuzu bir araya getirmemelisiniz. Tabi ki hiçbir şeyin garantisi yok ancak mümkün olduğu kadar en uygun kişileri bulmaya çalışmak önemlidir.

 

Bir karar verdikten sonra aileye yeni katılacak olan abla ya da teyze ile çocuğunuzu tanıştırma sürecine başlama zamanı gelmiştir. Dikkat edilmesi gereken en önemli konulardan bir tanesi bu sürecin çocuğunuzun hızına göre ve doğal akışında olmasına izin vermektir. Bu nedenle başlangıç için sadece hep birlikte oyun oynanması, çocukla ilgili bütün süreci anne yönetirken bakıcının anneyi gözlemlemesi ve çocuk ile ilişki kurmaya öncelik vermesi önemlidir. Annenin yanında ve gözetiminde çocuk bakıcıya alıştıktan sonra bakıcı ile oyun zamanları yalnız başlayabilir. Ama anne evde olduğu sürelerde her zaman çocuğunun temel ihtiyaçlarını (yemek, uyku, tuvalet, giyinme) anne üstlenmelidir. Bakıcı abla sadece ebeveynlerin her ikisi de evde yokken çocuğun temel ihtiyaçları ile ilgilenmelidir. Bu gündüzlü ya da yatılı bakıcılar için de geçerli olması gereken en temek kuraldır. Çünkü bakıcılar biz evde yokken çocuklarımızla ilgilenmeleri için işe aldığımız kişilerdir. Bizim yerimize geçmeleri için değillerdir. Eğer biz evdeyken çocuğumuzun temel ihtiyaçlarını her zaman biz üstlenirsekki bu bizim görevimizdir zaten, o zaman çocuğumuza biz yokken ilgilenen bir kişi olarak bakıcısıyla ilişki kurmasınısağlamış oluruz. Gereğinden fazla,” bir anne gibi” o kişiyle bağ kurmasına da engel olmuş oluruz. Çünkü o kişi her zaman hayatımızda olmayabilir.Çoğu zaman çocukların bakıcılarıyla ebeveynleriymiş gibi yoğun ilişki ve bağ kurmaları, o kişiler hayatlarından çıktığında büyük sorunlar yaşamalarına sebep olur.

 

Babalar için de aynı kural geçerlidir. Babalar çocuklarının hayatlarının ilk günlerinden itibaren ayrılmak zorunda kalırlar. Bu durum onlar için de zordur. Babaların çocuklarıyla konuşması, anlamayacaklarını düşünmemden onlara yaptıklarını ifade etmeleri, baba-çocuk arasındaki ilişkiyi güçlendirir. Kurdukları güvenli bağ çocuğun gelişiminde çok önemlidir. Çocuğun ilk 3 yılında anne ile kurduğu bağ ve ilişki önceliklidir. Babalarla 3 yaş sonrası ilişkiler güçlenir. Ancak bu ilişkinin temelleri de bebeklik döneminde atılır.

 

Bu kural, aileden birinin çocuğumuza bakması durumunda da geçerli olmalıdır. Anne-baba olan sizsiniz, onlar sadece ama sadece siz yokken çocuğumuzun bakımını üstlenen kişilerdir. Bu nedenle, aile büyüklerinden biri çocuğunuza baktığında da kural geçerlidir. Hatta o kişi ile birlikte yaşanıyor olsa bile, anne-baba eve geldikten sonraki tüm süreç anne-baba tarafından yürütülmelidir.

 

Bakıcının Değişmesi:

Çocuğunuzla ilgilenen bakıcının değişmesi hiç istemeyeceğiniz ancak bazen zorunlu kaldığınız bir durumdur. Bu ebeveynler için zordur ancak çocuk için daha zordur. Güvendiği, alıştığı ve ilişki kurduğu bir kişiden ayrılmak onlar için sarsıcıdır. Tekrar yeni bir kişiye alışmak zorundadır ve bu ilk alışma sürecinden kimi zaman daha zor olacaktır. Çünkü o kişinin de tekrar gitmeyeceğinin bir garantisi yoktur. Bu nedenle çocuğunuz bu duruma daha temkinli ve şüpheci yaklaşacaktır.

 

Bakıcı değişikliği kesinleştiği an bu bilgi çocukla paylaşılmalı ve ona durum anlatılmalıdır. Yeni durumun ne olacağı ve yeni kişinin ne zaman hayatına gireceği bilgisi de çocuğa söylenmelidir. Yumuşak geçiş için düzenlemeler yapılmalıdır. Ayrılmak zorunda kaldığı bakıcısı ile vedalaşmasına imkan verilmelidir. Eski bakıcıdan yeni bakıcıya geçiş eğer mümkün ise birlikte yapılmalıdır. Bu süreç birlikte, anne-eski bakıcı ve yeni bakıcı ile yürütülmelidir. Böylelikle çocuğun alışması daha sağlıklı ve kolay olacaktır. Eski bakıcısı ile ara ara görüşme imkanı var ise bu sağlanmalıdır. Böylelikle çocuk kayıp duygusunu daha az yaşayacaktır.

 

Ancak bu her zaman mümkün olmayabilir. O zaman da yine çocukla bu durum paylaşılmalıdır. Annenin ilk bakıcı ile yaptığı alışma süreci yeni bakıcı ile tekrar edilmelidir. Ebeveynlerin çocuğun temel ihtiyaçlarını her zaman kendilerinin üstlendiği durumlarda bu süreç daha kolay atlatılır. Bu her bakıcı değişikliğinde mümkün olduğunca dikkat edilmeli ve uygulanmalıdır.

 

Çocuğun Okula Başlaması:

Çocuk için yeni ve çok önemli bir başlangıçtır okul süreci. 2 ile 3 yaş itibariyle çocuğunuzu okul sürecine başlatabilirsiniz. Ancak bu bildiğiniz sabahtan akşama devam eden bir süreç değildir. 2-3 yaş arası dönemde çocuk için uygun olan anneli ya da annesiz oyun gruplarıdır. 2 yaşta annesiyle ya da bakıcısıyla birlikte katılabileceği oyun gruplarıyla başlanmalıdır. Daha sonra bu süreç yetişkin olmadan devam edebileceği oyun grubu şeklinde devam edebilir. Haftanın belli günleri belli saatlerdeki oyun grubu, çocuk alıştıktan sonra her güne çıkarılabilir. Daha sonra 3 yaş itibariyle yarım güne geçilebilir. 4 yaş itibariyle de tam güne geçiş çalışmalarına başlanabilir. Ancak 3 ya da 4 yaşlarda yuvaya başlanacaksa da çocuğunun kademeli geçişle alışmasına izin vermek önemlidir. Birden yarım gün ya da tam günle yuvaya başlamamalıdır.

 

Buradaki anahtar kelime çocuğunuzun “hazır” olmasıdır. Çocuğun kendi süreci ve gelişimi takip edilerek anlaşılacak bu süreç oldukça önemlidir. Zorla olmamalıdır. Çocuğun alışarak ve hazır hissederek anneden ayrılması önemlidir. Annenin çocuk hazır olana kadar bir süre okulda beklemesi ve her ihtiyaç duyduğunda çocuğun annesini görebilmesi özellikle küçük yaşta oldukça önemlidir. Anne ayrılmaya hazır olduğunda çocuk da ayrılmaya hazır olacaktır. Kademeli olarak annenin okuldan uzaklaşması ve sonrasında okulda beklemeden çocuğunu bırakabilmesi gerekmektedir.

 

Ancak mutlaka işe giderken yaşanılan rutin okul için de tekrarlanmalıdır. Annenin çocuğu aynı saatte bırakıp söylediği saatte alması ve sonrasında onunla özel zaman geçirmesi önemlidir. Çocuk hazır hissettiğinde okulda geçirilen süre yaşına da uygun olarak arttırılabilir. Buradaki hız, çocuğun gelişimine ve hızına göre ayarlanmalıdır. Anne-çocuk arasındaki sağlıklı ve güvenli bağın korunması için bu son derece önemlidir.

 

Alışma sürecinin uzaması, ağlama krizleri, okula gitmek istememenin sebepleri; annenin bırakamaması, çocuğun yaşı nedeniyle hazır olmaması, okula başlama hızının çocuğun alışmasına izin vermeyecek kadar fazla olması gibi sebeplerden olabilir.

 

Okulunun Değişmesi:

Çocuklar için okul değiştirmek oldukça zorlayıcıdır. Alıştıkları ve bildikleri mekanı, öğretmenlerini, arkadaşlarını ve sistemi bırakmak ve hiç bilmedikleri bir sisteme geçmek onların sıkıntılar yaşamasına sebep olabilir. Mecbur kalmadıkça keyfi değişiklikler yapılmamalıdır. Gerçekten zorunlu durumlarda bu seçenek devreye girmelidir. O nedenle de çocuğunuz için yuva ya da okul seçerken gerçekten detaylı bir araştırma yapmak, devamlılığa önem vermek gerekmektedir.

 

Her zaman olduğu gibi okul değişikliği konusu netlik kazandığında ebeveynler çocukları ile bu bilgiyi paylaşmalıdırlar. Çocuklarının okullarına, öğretmenlerine, arkadaşlarına ve tanıdıklarına veda edebilmelerine imkan tanımalıdırlar. Nasıl başlarken alışmak ve hazır olmak önemliyse aynı önemi vedalaşırken de vermek gerekir. Başlangıcı olan bir şeyin sonunun da olması gerekir. Aksi durumlarda,çocuklar başlayıp bitmeyen, birbirinden kopuk hayat deneyimleri yaşarlar. Bu durum, çocukların çevresindeki kişilerle güvenli bağ ve ilişki kurma ihtiyacına zarar verir ve çocukların kaygılarını arttırır.

 

Yeni okula başlamadan önce de çocuğun okulunu ve oradaki yeni kişileri tanıması veonlara alışması için zaman vermek gerekmektedir. Bir gün önce eski okuluna götürüp sonra ertesi gün yeni bir okula götürerek “işte artık bu okul senin yeni okulun, burası daha iyi” diyerek hareket etmek yapılan en büyük yanlışlardandır. Çocukların bir birey olduğu hiç unutulmamalıdır. Büyüdüklerinde güvenli ve sağlıklı bireyler olabilmeleri için onların istek ve ihtiyaçlarını dikkate alarak ve gereken saygıyı göstererek hareket edilmelidir.

 

Sürekli okul değiştirmek bir çocuk için travmatiktir. Çocuklar devamlılığı, düzeni ve istikrarı sever ve buna ihtiyaç duyarlar. Bazen taşınmak zorunda kalınır ve hemen yapılan ilk şey çocuğun okulunu da değiştirmek olur. Bu sürecin iki kat daha travmatik olmasına sebep olur. Eğer imkan var ise taşınma olsa bile okulu değiştirmemektir. Böylelikle çocuk,sadece bir değişikle baş etmeye çalışacak ve işler daha kolay olacaktır. Çocuğun hayatındaki bir çok şeyin aynı anda değişmesi, onun baş etmesini güçleştirecektir.

 

 Taşınmak:

Çocuklar için evleri çok önemlidir. En güvende hissettikleri yerdir ve kendi özel alanlarıdır. Bu nedenle derin bağları vardır. Evlerinin değişmesi onlar için daha endişe vericidir. Özellikle çocuklar, küçük yaşlarda“eşyalarının ne olacağını, yatağının gelip gelmeyeceğini, oyuncaklarını götürüp götüremeyeceklerini” merak ederler.

 

Her konuda olduğu gibi taşınma kararı alındığında bu karar çocuk ile de paylaşılmalıdır ve bu taşınma ile ilgili yapılan bütün plan çocuk ile paylaşılmalıdır. Yeni evi önceden görmeye gidilmelidir. Yeni evindeki odasını bilmelidir. Eski evindeki odası mümkün olduğunca aynı şekilde diğer eve geçirilmelidir. Eşyaları birlikte toplanmalıdır. Taşınma günü çocuk da orda olmalı ve bütün sürece mümkün olduğunca dahil edilmelidir. Yeni evinde eşyalarını yerleştirmesine ve kendi geçişini yapabilmesine izin verilmelidir.

 

Yapılan en büyük yanlış, çocuğu bütün toplanma ve yerleşme sürecinin dışında bırakılmasıdır. Bir gün önce bildiği ve yaşadığı evinden çıkıp bir daha geri dönmeyerek yepyeni bir evde kendini ve eşyalarını bulması çocuk için oldukça kaygı uyandırıcı ve zarar vericidir.

 

 Ebeveyn Seyahati:

Çocuklar anne-babalarıyla birlikte olmayı çok severler ve mümkünse hep birlikte olmayı ve keyifli vakit geçirmeyi isterler. Onlardan ayrılmak çocuklar için gerçekten zordur. Ancak bazı zorunlu durumlar, günlük rutinin dışında ayrılmayı gerektirebilir. Ebeveynlerden herhangi birisinin iş nedeniyle seyahate gitmesi, günlük rutinin dışında daha uzun bir ayrılığı gerektirir. Çocuklar giden ebeveynle ilgili kaygıya kapılırlar. Özellikle de yaşları küçük olduğunda.

 

Onları rahatlatmanın en önemli yolu onlara yapacağınız seyahatle ilgili bilgiler vermektir. Ne zaman ve nasıl gideceğinizin, ne kadar kalacağınızın nerde kalacağınızın, ne zaman döneceğinizin bilgisini vermek ve onun bu seyahatten haberdar olması önemlidir. Bu seyahat esnasında onunla telefonla iletişime geçmeniz de önemlidir. Evde olan ebeveynin giden ebeveynle ilgili bilgi vermesi, onun duygularını anlaması ve paylaşması da süreci kolaylaştırır. Babalanın seyahate gittiği durumlarda, çocuk ile babanın arasındaki iletişimin ve ilişkinin devam etmesi konusunda hem babanın hem de annenin özel çaba sarf etmesi gerekmektedir.

 

Özellikle annelerin seyahatleri çocuklar için daha zorlayıcıdır. Yaşı küçük olduğunda işler daha da zorlaşır. 3 yaşında olan bir çocuk ancak annesindenen fazla iki-üç gün ayrılmaya tolerans gösterebilecektir. Daha uzun zaman onu kaygılandıracaktır. Yaş büyüdükçe çocuklar, daha uzun zaman ayrı kalmayı tözlere edebilirler ama her zaman çocuklar için bu durum zordur.

 

Dikkat edilmesi gereken konulardan biri de, ebeveynler yanlarında yokken çocuğun kiminle kalacağıdır. Bu kişi, mümkün olduğunca en güvendiği ve en yakın olduğu kişi olmalıdır. Anne seyahatteyken babanın, baba seyahatteyken annenin, her iki ebeveyn de seyahatteyken ona bakan diğer kişilerin çocukla ilgilenmesi, çocuğun kendi evinde olması ve günlük rutinlerinin devam etmesi önemli ve gereklidir.

 

Çocukların ebeveynleri yokken nasıl davrandıkları ve bu duruma nasıl tepkiler verdikleri önemlidir. Ancak daha önemlisi ebeveynler döndükten sonra nasıl tepkiler verdikleridir. Ancak o zaman, siz olmadan geçen bu sürenin ve sürecin onu nasıl etkilediğini anlayabilirsiniz. Siz yokken hiçbir tepki vermiyor olması ya da uyumlu olması sorun yaşamadığı ve umursamadığı anlamına kesinlikle gelmez. Bazen çocuklar tepkilerini anne ya da babaları döndükten sonra verebilirler. Hiç ilgilenmeyebilir, küsebilir ya da aşırı yapışabilir ve ayrılmak istemeyebilirler.

 

Ani Değişikliklere Çocukların Verdikleri Tepkiler:

• Anneden ayrılmak istememe, aşırı düşme

• Huzursuzluk, hırçınlık

• Agresif davranışlar

• Aşırı ağlama

• Uyku düzensizlikleri

• Daha küçük yaş davranışlarına gerileme

• Yeme sorunları, iştahın azalması

• İçe dönme

• Endişeli davranışlar

• Tuvalet alışkanlığına yönelik sorunları

 En Temel Dikkat Edilmesi Gereken Noktalar:

• Çocuklar düzeni ve istikrarı sever.

• Rutinlere ihtiyaç duyarlar.

• Rutinlerinin değişmesinden hoşlanmazlar.

• Çocuklar her şeyi anlar ve hissederler.

• Ebeveynler “çocuk o anlamaz” , “küçük o farkında bile değil” şeklinde yaklaşmamalıdır.

• Her zaman doğruyu söylemek ve dürüst olmak ebeveyn-çocuk arasındaki güven duygusu için çok önemlidir.

• Kandırmak ve yalan söylemek çocuğun ebeveynle olan bağına ve güven duygusuna zarar verir.

• Ayrılırken vedalaşmalarına imkan tanımak gerekir.

• Yaşına uygun açıklamalar yapmak önemlidir.

• Uyum sağlaması ve alışması için zaman tanımak gerekmektedir.

• Çocuğun hızını takip etmeli ve desteklenmelidir.

• Değişim sürecinin parçası olmasına alan tanınmalıdır.

• Kendini ve duygularını ifade etmesi için ortam sağlanmalıdır.

• Çocuklar yeniliklere yetişkinlerden daha çabuk uyum sağlarlar ancak hazırlamak önemlidir.

 ***Pepee Gazetesi’ndeki yazımdan alıntıdır.

 

 

Atatürk Mah. Ataşehir Bulvarı Gardenya Residence 7/1 Kat:7 Daire:43 Ataşehir/istanbul

Tel: 0216 999 07 50         Fax: 0216 999 03 50       E-mail: info@7renkdanismanlik.com.tr